Uzun zamandır düşündüğüm yazma işini nihayet gerçekleştiriyorum. Bir tatilin daha bitmesinin burukluğu evime dönmenin sevinci birbirine karışmış durumda. Bu seyahatin daha da anlam kazanması için sizlerle paylaşmak istedim.
Görkemli tarihi, meydanları, kiliseleri, pizza, makarna ve dondurmasıyla ünlü ROMA..
Roma ile ilgili herkes az da olsa bilgi sahibidir mutlaka. Ancak sadece aşk çeşmesini ya da Collesium için gelmeyi düşünüyorsanız Roma' ya büyük haksızlık etmiş olursunuz.
Roma'daki ilk günümüzde soluğu ilk olarak Collesium'da alıyoruz. Bu büyülü mekanın her köşesinde anlık tarih canlanıyor ve büyüleniyorsunuz. Hemen yanında bulunan Forum, tarihin izlerine eşlik etmek gibisi yok gerçekten. Sonrasında turizm bürolarından aldığımız şehir haritasıyla öncelikli görülmesi gekeren yerleri hızlıca bitirip, seyahatin keyifli tarafına geçiyoruz.
Roma otomobil hariç her türlü gezilmesi keyifli bir şehir. Özellikle motor ehliyetiniz varsa 1.günden itibaren kendinize bir tane kiralamanızı öneririm. Sizde benim gibi klasik turlarla yetinmeyenlerdenseniz, seyahatiniz daha anlamlı ve keyifli geçiyor diyebilirim. Ben sadece tarihi yerleri gezmek yerine şehrin ara sokaklarında yaşamayı seviyorum. Kimi zaman büyük bir meydanda kahvemi yudumluyor, kimi zamansa ara sokakta bir kiliside dua ediyorum.
Roma her anlamda yabancılık çekmeyeceğiniz bir şehir. Özellikle Melekler ve Şeytanlar filmini seyrettiyseniz Vatikan geziniz size çok farklı gelebilir. Vatikan Müzesi gerçekten görülmeye değer.( Her ayın son pazarı Vatikan Müzesi ücretsiz. Ancak 12,30 da kapandığı ve çok uzun bir kuyruk olduğunu düşünecek olursanız erken gitmenizde fayda var.)Roma' da yemek konusuna gelince, pizza ve makarna ilk tercihiniz olsun, nefis bir şarapla yiyeceğiniz yemeğinizi, lezzetli roma dondurmasıyla tatlandırmayı unutmayın derim.
Vakit kaybetmeden Roma gezinizi planlayın ve şehrin tadını çıkartın.
